Corona Virüsü Bize Ne Getiriyor?




Corona Türkiye'ye teğet mi geçecek?
Corona virüsü Ocak ortalarında gündemimizi işgal etmeye başladı ve görünen o ki önümüzdeki haftalarda da öncelikli konular arasında olmaya devam edecek.
Corona virüs'ün bizlere neler getirdiğini veya getirebileceğini rakamların da desteği ile anlatmak istedim.


Google Trends'e göre Ocak ortasında Corona heyecanı başlamış, zamanla biraz durulsa da şimdi yine yükselişte

Öncelikle Corona Virüsü bu kadar gündemde kalmayı hakkediyor mu dilerseniz öncelikle bunun bir adını koyalım. Bu süreçte çokça adını duyduğumuz CDC kaynaklı verilere göz attığımızda ABD'de son 10 yılda yaklaşık 75.000 kişinin domuz gribi (H1N1) nedeni ile kaybedildiğini göreceğiz. Bu gribin fatalite oranı ise oldukça düşük 75 bin / 100 Milyon dersek binde 0,75 yapıyor.



Diğer taraftan yine ABD'de 2017-2018 döneminde sıçrama yapan mevsimsel grip etkisi ise daha yüksek. 45 milyon ABD'li grip geçiriyor ve 61 bin can kaybı yaşanıyor. 61 bin / 45 milyon dersek binde 1,4 fatalite oranı ortalamada çıkıyor.




Hadi biraz da geçmişe gidelim. Bilinen en büyük grip salgını 1918 İspanyol gribini hatırlayalım. 500  milyon kişiye bulaştığı tahmin ediliyor ve buradaki fatalite oranı %2-3 arasında idi.  Yani Domuz Gribi ve mevsimsel gribe göre 20 kat daha öldürücü idi. Peki İspanyol Gribinde ölenlerin yaşa göre dağılımı nasıldı? Tüm nüfusu bir şekilde etkiliyordu ancak tipik olarak 4 yaş altındaki çocuklarda ve 70 yaş üzeri yaşlılarda daha ölümcüldü.


Peki Corona virüsünün rakamlarına göz atalım mı? Henüz istatistiki değer içerip içermediği tartışılır bile olsa elimizdeki rakamlara göre konuşalım.  Öncelikle an itibarıyla 82500 kişiye bulaşmış durumda ve ölü sayısı 2810 yani fatalite oranı %3'ten fazla yani İspanyol Gribini sollamış durumda. Bulaşıcılık konusunda ise oldukça hızlı diyebiliriz. Çinde ilk dönemde her gün %15-20  seviyesinde hasta sayısı artıyordu, şimdi Çin kontrol altında ancak benzer trendi diğer ülkelerde görmeye başladık. Yani hem bulaşıcı hem öldürücü. Peki kimi öldürüyor, hedef kitlesi kim. İşte burada oyun değişiyor. Bu virüs mevcut rakamlara göre çocukların dostu yaşlıların düşmanı yani alışık olduğumuz risk grubu tanımı tamamen değişecek gibi. Virüs bir şekilde 50 yaş altında mevsimsel grip gibi davranırken, 50 yaş üstünde bir canavara dönüşüyor. Peki ya 10 yaş altı... Burada fatalite hiç yok.... İlginç değil mi?

Gel gelelim yine matematiğe, 2019 yılı Türkiye yaş dağılımı ile yukarıdaki fatalite oranlarını çarparsak ilginç rakamlara ulaşıyoruz çünkü bizim nüfusumuz genç, 50 yaş üzeri nüfus azınlıkta. Dünyadaki fatalite oranı %3,41 iken yukarıdaki yaş dağılımına göre bizde ancak %1,15 fatalite oranına sahip olacak. Türkiye nüfusunun %3’üne bu virüs bulaşırsa 50 yaş üzeri nüfustan 25.000 vatandaşımızı kaybediyor olacağız. Toplam kayıp ise 28.000 civarımda olacak. Aşağıdaki tabloda bu simülasyonu bulabilirsiniz. 




Önce işin güzel kısmı: tablodan da görüleceği üzere fatalite oranı gösteriyor ki dünyadaki fatalitenin ancak üçte biri kadar etkileneceğiz eğer rakamlar bizi yanlış yönlendirmedi ise. Çünkü genç nüfus burada işe yarıyor.
Tabi şimdi akla gelen baba soruyu soralım. Eğer bu virus’e biraz insan eli değmişse neden 50 yaş üzeri insan topluluğu yok edilmek isteniyor? 60’lı 70’li yaşlardaki kişiler neyi tehdit ediyor? Önümüzdeki günlerde bu konuda fikirlerimi paylaşıyor olacağım. 
Bu arada güncellenen istatistikler bakalım bize neler söyleyecek.
Görüşmek üzere.

Yorumlar

  1. Güzel bir araştırma yazısı olmuş. Corona salgını medyada çok abartılı yer almasına rağmen, benzeri virüs salgınlarıyla karşılaştırmalı yazılar neredeyse yok gibi. Bu konulara temas etmesi cok yerinde olmuş.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Üç Maymun

Kağıt Para Kullanmayın

Eğitimde Siyah Kuğu Etkisi